4.11.2007

Birey olmak


Birey olmak dendiği zaman toplumumuzda genel olarak anlaşılan 'bencil olmak', 'yalnız kendisi için yaşamak'tır. Bu yanıyla da birey olmak dendiği zaman aile değerlerini benimsememek, aileye bağlı olmamak, toplumu önemsememek, toplumu için yapılacak işlere yakınlık duymamak çağrışımları yapar. Oysa birey olmak bunlarla ilişkisi olmayan önemli bir gelişimin açıklanmasıdır. Aslında kişinin birey olmaması toplumun aile gibi, eğitim kurumları gibi toplumsal kurumlarının bireye yansıttığı bir engellemedir. Onun için de çocuklara karşı davranışlarımızda bu olguyu bilerek hareket etmemizin önemi büyüktür.

Birey olmak; kendinin farkında olmak, kendi değerlerinin bilincinde olmak, olumlu ve olumsuz yanlarını, davranışlarını değerlendirebilmek, çevresi ile ilişkilerinde kendi varlığını duyumsamak, kararlarında kendisi için önemli yanları görerek bağımsız olabilmek, davranışlarında kendi değerlerinin eksenini yakalayabilmek, kendi haklarını bilmek, benimsemek, koruyabilmek, başkalarının haklarına da kendi hakları gibi bakabilmek, kendi durumuna nesnel (objektif) bakabilmek, yanlışlarını kabul edebilmek, sorumluluk taşıyabilmek, çevresiyle ilişkilerine doğru mesafeler koyabilmek, başkalarıyla ortak çalışmalarda yapıcı bir verimliliği paylaşabilmek, başkasını taşımamayı, kendini de başkasına taşıtmamayı başarmak, nesnellikle özeleştiri yapabilmek, kendini kontrol edebilmek demektir.

Bencil olmak; sadece ya da daha çoğuyla kendisi ya da kendi çıkarı için yaşamak, insanları, olayları, dünyayı, hayatı kendi çıkarlarına açık avantaj sağlayarak görmek, kendi çıkarı için başkasının haklarını almaktan çekinmemek, kendini denetlememek, kendini eleştirmemek, kendi varlığını, yetilerini işlevini başkalarından üstün görmek, olumlu yanlarını abartmak, olumsuz yanlarını görememek, sadece kendi haklarını görüp başkalarının haklarını kabul etmemek, yanlışlarını kabul etmemek için başkalarını suçlamak, sorumluluk aldığı zaman abartmak ama sorumluluğu olabildiğince başkalarına taşıtmak, sonuç olumlu olursa sahip çıkmak, olumsuz olursa başkalarını suçlamak, çevresiyle ilişkilerine sadece çıkarla ilgili bakmak, başkalarıyla ortak çalışmalarında hep çıkarcı ve kullanıcı bir tavrın içine girmek, bu kabul edilmeyince işbirliği yapmayarak suçlayıcı tavırlar takınmak, olabildiğince kendisini taşıtmak ama hep başkalarını taşıdığını söylemek, özeleştiri yapmamak, kendini kontrol etmekten kaçınmak demektir.

Birey olmamak; 'birey olmak' bölümündeki olmak , bilmek, yapmak, edimlerinin yerine olmamak, bilmemek, yapmamak olumsuzluklarını koyduğumuz zaman karşımıza çıkan kişiliktir.

Küşkusuz insan kendi değerini, kendi varlığını, kendi yararlılığını duyumsamadan yaşayamayacağı için debirey olmayan kişi bunların hep başkaları tarafından onaylanmasını bekleyecek, onun için çalışacak, onun için çaba harcayacak, onun için yaşayacaktır. Birey olmamış kişi başkasına ya da başkalarına bağımlı kişidir. Onun rahat olabilmesi bağımlı olacağı birini bulmasına bağlıdır.

Bağımlı olacağı kişi de baba, anne, çocuk, öğretmen, arkadaş, politik lider, örgüt şefi, din büyüğü, ünlü bir kişi vb olabilir. Burada önemli olanbağımlı olunan kişiliğin gücü değil, bağımlı olarak rahat eden kişinin psikolojik gereksinmesidir. O kişilerin gücünü de bu bağımlılığı arayan kişilerin davranışı yaratır. sadece somut kişilere değil, soyut kavramlara da bağımlılık gelişebilir. Bağımlı olarak rahat eden birey olamamış kişi devlet gibi, tanrı gibi kavram-güç'le de bağımlı olabilir. Bu kavram-güç'lerin kusursuzluğunu kabul ederek bir yandan kendi eksikliklerine kabul edilebilir bir neden bulmuş olur, öte yandan kendisinin karar vermesi gibi zorunluluktan kurtulur.

Birey olmak aslında zor bir süreçtir. Karar vermek, bunun için de seçenekleri görebilmek, bunlar arasında doğruyu bulmak, doğru bulduğu yolda yürümek, bunun sorumluluğunu almak, sonucuna katlanmak, hemen her aşamada, her olayda yeniden bu süreci çalıştırmak önemli bir çaba gerektirir.

Oysa birey olmamak ya da bağımlı kişiler olmak, karar verme hakkını başkasına devrederek kolay yaşama yolunu seçer. Bu durumda her şey hakkında karar bağımlı olunan kişi ya da kurum tarafından verilir. Bağımlı kişi yapacağı her şey için kendisi yerine karar verecek kişi ya da kurumun kararını bekler, yaptığı işlerden duyacağı mutluluk da o kişi ya da kurumun onayı, beğenisidir.

Görülüyor ki birey olmak, birey olamamak, bencil olmak doğru tanımlanması gereken kişilik durumlarıdır. Birey omak ile bencil olmak kavramlarını birbirine karıştırmak, özdeş sanmak ise bilgi eksikliğini de aşan büyük bir yanlıştır. Bu yanlış, toplumumuzun gelişmemesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü 21. yüzyıl aynı zamanda birey olmanın yüzyılı olacaktır. Bu yüzyılın yetkin bireyleri arasında , bağımlı kişilerin oluşturduğu toplumlar geri kalmışlık çemberlerini kırma şansını büsbütün kaçıracaklardır.

'Birey olma'nın karşısına 'toplumcu olma'yı çıkarmak ise konuyu hiç kavramamış olmaktan kaynaklanmaktadır. Çünkü birey olmadan toplumcu olmak geçmişteki pek çok örgütlenmede görüldüğü gibi toplumcu olmak değil, bağımlı olmaktır. Toplumcu olmak ya da kendi çıkarını toplumun çıkarıyla bütünleştirmek, kendi yaşama mücadelesini toplumun yaşama mücadelesiyle bütünleştirmek öncelikle bir bilinç sorunudur. Bu konuya bilinç açısından değil debir arada olmak diye bakıldığı zaman ortada kalabalıklar görülür ama gerçekte onları birbirine bağlaması gereken bilinç ortaklığı yoktur. Onun içn de böyle topluluklar bir akışa sürüklenmedir, 'çekirdek güç' karar veremediği zaman ya da önemli bir engelle karşılaşıldığı zaman o kalabalık dağılır, kişiler ya bunalıma düşer ya da kendi bağımlılıklarına yeni bir güç kaynağı arayıp bulurlar. Birey olmak aynı zamanda bilinçle sosyal sorumluluk alabilmeyi sağlar. Birey olamayan kişiliklerin sosyal sorumluluk alabilmeleri ancak bağlanabilecekleri bir güç kaynağı bulmalarıyla olur. Bu da bizim toplumumuzdaki örgütlenmelerin neden bireylerden değil de güç kaynaklarından geldiğini açıklar.

Kaynak: Dr. Erdal Atabek Çocuklar, Büyükler ve Tavşanlar, Altın Kitaplar Yayınevi

Çocuk eğitimi üzerine yazılmış olan bu enfes kitabı tüm anne babalara öneririz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder